Kutsal Kitap Der ki…

Kutsal Kitap bu konuda çok şey söyler ancak hiçbir noktada tüm sorunları çözecek, tüm acıları sona erdirecek ve tüm yarım kalmış işleri tamamlayacak kolaycı ya da basit yanıtlar sunmaz. Bunun yerine, en derin meselelerle ilgili olarak, bu yaşamda ‘zayıf bir yansımadan başka bir şey görmediğimizi’ (1. Korintliler 13:12) söyler. Şüpheciler bunu konudan kaçmak olarak görebilirler, ancak bu argümana kolayca karşı çıkılabilir.

İlk olarak, gerçekten yüce bir Tanrı’nın varlığı bir gizemdir. Eğer Tanrı hakkında bilinmesi gereken her şeyi anlayabilseydik, o artık Tanrı olmazdı.

İkinci olarak, Tanrı’nın dünyada olup biten her şey için bize bir açıklama borçlu olduğunu varsaymanın hiçbir mantıksal temeli yoktur. Cidden bilme hakkımız olduğunu iddia edebilir miyiz?

Üçüncü olarak, Kutsal Kitap’ın bize her şeyi söylemediğini söylemek, bize hiçbir şey söylemediğini söylemek değildir. Kuşkularla baş başa kalmak karanlıkta kalmakla aynı şey değildir. Her şeyin tam bilgisine sahip olmadığımız sürece tüm cevapları nasıl bilebiliriz? Resmin tamamını görmediğimiz sürece resmin olmadığını söylemek, zekâ kılığına bürünmüş bir küstahlıktır. En güçlü inançlara sahip olanlar bile hayattaki bazı şeylerin bizi cevaplarla değil sorularla baş başa bıraktığını kabul ederler. Bunu inkâr eden, kötülük ve acının ortaya çıkardığı tüm sorulara basit bir çözüm bulmaya çalışan herkes olmayacak bir işin peşinden giden kişilerdir.

Dördüncü olarak, Tanrı şöyle der: ‘Benim düşüncelerim sizin düşünceleriniz değildir, sizin yollarınız da benim yollarım değildir. Gökler yerden nasıl yüksekse, benim yollarım da sizin yollarınızdan, benim düşüncelerim de sizin düşüncelerinizden öyle yüksektir’ (Yeşaya 55:8); o zaman Tanrı’nın bize söyleyebileceği her şeyi nasıl anlayabiliriz? Bizim düşünme şeklimiz ile Tanrı’nın düşünme şekli arasında dünya kadar fark vardır! Buna katılmayan herkes yalnızca büyüklük sanrısından değil, delilikten de mustariptir.

Beşinci olarak, Kutsal Kitap bize bilmek istediğimiz her şeyi söylemese de, bilmemiz gereken her şeyi söyler ve kötülük ve acı çekme konusunda bizi tartıştığımız tüm bu örneklerin çok ötesine götürerek her şeyin nasıl başladığını ve nereye gittiğini anlatır.